Prekast Beton sektöründe faaliyet gösteren Kambeton, yaklaşık dört yıldır proje montajlarında Liebherr LTR 1100 teleskobik vinçleri kullanıyor. Montajlarda sağlanan verim artışının ardından filolarındaki LTR sayısını kısa sürede ikiye çıkaran firma, LTR’ler ile birlikte daha hızlı ve daha güvenli montajlara imza atıyor. Kambeton’un Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Beril Baykam Paksoy ile sektör faaliyetleri ve Liebherr LTR 1100’ler üzerine konuştuk.

Temelleri 1979 yılında Zeki Baykam tarafından atılan Kambeton, Türkiye’nin en büyük prefabrik beton elemanları üreticilerinden biri olarak kabul ediliyor. Firma, betondan prefabrik olarak tasarlanabilecek her türlü elemanın üretimini gerçekleştiriyor. Sorularımızı yönelttiğimiz Kambeton Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Beril Baykam Paksoy, ABD’de Syracuse Üniversitesi’nde Mimarlık eğitimi almış ve daha sonra MBA yüksek lisansını da Wharton School, University of Pennsylvania’da yapmış. “Tüm bu deneyimlerimi aile şirketimize aktarmak üzere sekiz yıl önce Türkiye’ye taşındım” diyen Baykam Paksoy, ilk beş senesini satış ekibinde geçirdiğini ve sonrasında ise satın alma, lojistik ve planlama birimlerinin sorumluluklarını da aldığını ifade ediyor. Yoğunluk tekstil ve kağıt fabrikalarında Firma, son dönemde özellikle tekstil ve kağıt fabrikası projelerine ağırlıklı üretim gerçekleştiriyor. Son dört yıl içerisinde üç farklı kağıt fabrikası projesini tamamladıklarını anlatan Baykam Paksoy, “Şu an dördüncü projemizi Zonguldak’ta kurduğumuz mobil üretim tesisimizde üretiyoruz. Bu projeler, ağırlığı 80 tona kadar olan hem üretimi hem montajı ciddi deneyim gerektiren beton elemanlardan oluşuyor” diye belirtiyor. Firma, Türkiye’nin önde gelen sanayicileriyle yıllardır iş birliği içerisinde. Bir bölgede projesini tamamlayan firmalar, başka bölgede yatırım yaptığında yine Kambeton ile iş birliği gerçekleştiriyor. Baykam Paksoy, böylesi bir güvene layık olabilmek için sürekli iyileştirme projelerine odaklandıklarını hatırlatıyor.

Özel projelere özel üretim Devam eden çalışmaların yanı sıra Kambeton, çeşitli projeler için özel üretimler de gerçekleştiriyor. Kıbrıs İçme Suyu Hattı için deniz suyuna dayanıklı ağırlık elemanları, Kamerun’da Japoma Stadyumu’nun tribün basamakları ve İsveç’e özel bariyerler üretimi bu projelerin arasında yer alıyor. Ürünlerin ağırlığı nedeniyle ihracatın zorluklarından bahseden Baykam Paksoy, “Tasarımdan kalıp imalatına, üretimden özel araçlarla sevkiyata ve oradan da montaja kadar tüm süreçleri yönetiyoruz” diyor.
“Liebherr LTR 1100’ün çalıştığımız saha koşullarına çok daha elverişli olacağını ve montaj hızımızı artıracağını ön gördük.”

Beril Baykam Paksoy Kambeton Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
İkinci Liebherr LTR 1100 sahada
Kambeton, montaj çalışmalarında kullanmak üzere makine parkında bulunan ve dört yıldır kullandıkları Liebherr LTR 1100 teleskobik paletli vincin yanına bir yenisini daha ekledi. Sektörde yeniliklere açık bir firma olduklarını söyleyen Baykam Paksoy, ikinci Liebherr LTR 1100’ün alım kararında, ağır tonajlı büyük şantiyelerde elde ettikleri deneyimlerin çok etkili olduğunu ifade ediyor. Özellikle montaj ekiplerinden gelen talepleri karşılamak adına dört yıl sonra ikinci Liebherr LTR 1100’ü makine parkına kattıklarını vurgulayan Baykam Paksoy, “Yaptığımız işi ve süreçlerimizi sürekli olarak iyileştirmek adına yeni projeler üretiyoruz. İlk paletli vinç alımımız da bu projelerden birinin sonucuydu. Paletli vincin saha koşullarına çok daha elverişli olacağını ve montaj hızımızı çok artıracağını ön gördük” diye ekliyor.
“Liebherr’in farkı kullandıkça anlaşılıyor” Yoğun dönemlerde kendi makine parkları dışında farklı kiralık vinçlerle de montaj gerçekleştirdiklerini hatırlatan Baykam Paksoy, “Aslında Liebherr’in farkını kullandıkça daha iyi anlıyoruz. Gerçekten çok kaliteli malzemelerle, çok iyi bir mühendislikle tasarlanmış, uzun yıllar sağlam kalan, minimum bakım gerektiren vinçler” diyor. Kambeton’un Liebherr’i tercih etmesini etkileyen bir diğer unsur ise satış sonrası servis hizmeti. Liebherr Türkiye’nin çözüm odaklı ve deneyimli bir ekibe sahip olduğunun altını çizen Baykam Paksoy, “Verdikleri servis hizmeti gerçekten fark yaratıyor. İkinci el değerinin de azalmaması finansal olarak kararımızı destekleyen bir unsur oldu.” diyor. Baykam Paksoy, kendileri kullanana kadar ülkemizde prekast beton sektöründe paletli teleskobik vincin kullanılmadığını da hatırlatıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor, “Bu nedenle tüm teknik sorularımıza anında cevap alabileceğimiz ve öngörülmeyen sorunları hızlıca çözebileceğimiz bir ekiple çalışmak önceliğimizdi. Senelerdir aldığımız satış sonrası hizmetle ilgili bir memnuniyetsizlik yaşamadık. Vinçlerimiz hangi bölgede olursa olsun, hızlı aksiyon alınarak çözüm geliştiriliyor.”
“Liebherr LTR 1100, eğimin yüzde 4’lere kadar olduğu yerlerde bile çok rahat çalışabiliyor. Yükü aldığı anda sanki düz bir zemindeymiş gibi hareket edebiliyor. Bu uygulamayı diğer hiçbir mobil vinçle gerçekleştiremiyoruz”

Ferdi Koçlu Kambeton Montaj Amiri

Eğimli zeminlerde hareket avantajı
Makine parkına yeni katılan Liebherr LTR 1100, Mersin’de bir dondurma fabrikasının montajında görev aldı. Kambeton’da Montaj Amiri olarak görev yapan ve bu şantiyeden sorumlu olan Ferdi Koçlu, Liebherr LTR 1100’ün montajın en başından sonuna kadar bütün bölümlerin kurulumunda görev aldığını söylüyor. “LTR 1100’ün şantiyede hareket kabiliyeti, yüke hakimiyeti, yükü alıp montajı yapması, mobil vinçlere göre çok daha kolay” diyen Koçlu, avantaj sağlayan en büyük özelliğinin ise yükü alıp hareket edebiliyor olması olduğunun altını çiziyor. Eğimin yüzde 4’lere kadar olduğu sahalarda bile çok rahat çalışabildiklerini hatırlatan Koçlu, “Bu eğimlerde, yükü alıp hareket edebilmesi bize büyük kolaylık sağlıyor” diyor.
Hem güvenli hem çok hızlı Prekast beton montajıyla inşa edilen yapıları, konvansiyonel inşaattan ayıran en önemli özelliklerden biri; hızlı tamamlanabiliyor olması. Projenin istenen tarihe yetişmesini sağlamak için zamanla yarıştıklarının altını çizen Koçlu, “Bizim için montajda en önemli unsur; zaman. Biz gecikirsek hem teslim etmemiz gereken iş aksıyor, hem de bir sonraki projeye başlangıcımız gecikiyor. Bu nedenle hızlı kurulumu, saha içi mobilizasyonu sayesinde LTR 1100 ile montajları hızlıca yapabiliyoruz” diye belirtiyor. LTR 1100, olduğu yerde kendi ağırlıklarını hidrolik bir sistemle yere bırakıyor. Sonrasında da başka bir vinç yardımı gerekmeden kendi ağırlıklarını yükleyebiliyor. Bu özelliği sayesinde LTR 1100’ün taşınmasında bir adet TIR ve bir adet lowbedin yeterli olduğunu hatırlatan Koçlu, paletlerin hidrolik bir sistemle kapandığını ve lowbede rahatlıkla yüklenebildiğini hatırlatıyor. Liebherr’i tercih etmiş olmalarının en temelinde güven yattığını da sözlerine ekleyen Koçlu, şöyle devam ediyor; “Liebherr bizim için güven demek. Sahada çok tehlikeli işler yapıyoruz ve bunu yaparken de Liebherr’e güveniyoruz. Hata payı olmadığını ve işi sorunsuz tamamlayacağımızı biliyoruz.”
Comentarios